Dünyayı BM’nin “Gelecek Paktı” mı kurtaracak?
New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Gelecek Zirvesi’nde, daha adil, daha kapsayıcı ve daha barışçıl bir dünya düzeninin temellerinin atılmasını hedefleyen yeni bir yol haritası belirlendi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) reforme edilmesini de öngören yol haritası, “Gelecek Paktı” ismini taşıyor.
Paktın, Almanya’nın Namibya ile birlikte liderlik ettiği ve 9 ay süren çetin müzakereler sonunda Türkiye’nin de aralarında yer aldığı BM üyesi 143 üye devletin oyuyla kabul edilmesi “tarihi bir dönüm noktası” olarak görülüyor.
Bu pakt ile dünyanın 21’inci yüzyılda karşı karşıya geldiği yeni sınamalara somut çözümler üretilmesi hedefleniyor. Ayrıca “çöküşün eşiğinde” denilen uluslararası düzenin, daha adil ve kapsayıcı temeller üzerine oturtulması amaçlanıyor.
Guterres: Ortak geleceğimizin kapısının kilidini açtık
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, kabul edilen pakt ile uluslararası iş birliğini günümüz gerçeklerine ve gelecekte karşılaşılacak sınamalara uygun hale getirmeyi amaçladıklarını söylerken, “Büyükanne ve büyükbabalarımız tarafından inşa edilen bir sistemle torunlarımıza uygun bir gelecek yaratamayız” dedi.
Ayrıca Gelecek Paktı ile çok taraflılığı uçurumun kenarından çekerek ayakta tutmayı, raydan çıkmasını önlemeyi hedeflediklerine de işaret eden Guterres, paktın kabul edilmesiyle yeni bir dönemin kapısının kilidini açan siyasi liderlere, dünyadaki tüm insanların yaşamında fark yaratacak taahhütleri yerine getirme çağrısı yaptı.
Guterres liderlere, “Artık bu kapıdan geçmek, belirlenen yolda yürümek ortak sorumluluğumuz. Bu eyleme geçmeyi de gerektiriyor” diye seslendi.
Peki BM’nin gelecek nesillere daha adil bir dünya miras bırakma iddiasındaki yeni yol haritası neler öngörüyor? Siyasi liderler, onayladıkları bu pakt ile hangi taahhütlerde bulundu?
Yol haritası neler öngörüyor?
Gelecek Paktı, Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi ve Gelecek Nesiller Deklarasyonu ekleri ile birlikte kabul edildi. 39 sayfalık Gelecek Paktı ile devletler, sürdürülebilir kalkınma ve kalkınmanın finansmanı, uluslararası barış ve güvenlik, bilim, teknoloji, inovasyon ve dijital iş birliği, gençlik ve gelecek nesiller ile küresel yönetişimin dönüşümü alanlarında bir dizi taahhütte bulunuyor.
Paktın “Sürdürülebilir kalkınma ve kalkınmanın finansmanı” başlıklı 1’inci maddesinde, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nın ortaya koyduğu hedeflere dikkat çekiliyor. Bu hedeflere ulaşmak için kaydedilen ilerlemenin çok yavaş olduğu, hatta yıllar süren sürdürülebilir kalkınma kazanımlarında gerileme yaşandığına işaret ediliyor, “yoksulluk, açlık ve eşitsizlik artıyor. İnsan hakları tehdit altında” tespiti aktarılıyor.
Açlığı ve kadınlara şiddeti sona erdirme sözü
“İnsanlık onuru ve fırsatların, dünya nüfusunun yarısından esirgendiği ya da bunların sadece ayrıcalıklı ve varlıklı kişilerin tekelinde olduğu bir geleceği kabul etmeyeceğiz” ifadelerine yer verilen Gelecek Paktı’nda, açlığı sona erdirme, gıda güvenliğini tesis etme, yetersiz beslenmeyi ortadan kaldırma hedefleri sıralanıyor.
Çok taraflı ticaret sisteminin sürdürülebilir kalkınmanın itici gücü olmaya devam etmesi gerektiğine dikkat çekilen metinde devletler, merkezinde Dünya Ticaret Örgütü’nün yer aldığı, kurallara dayalı, ayrımcı olmayan, açık, adil, kapsayıcı, eşitlikçi ve şeffaf olan çok taraflı ticaret sistemine bağlılıklarını teyit ediyor.
Ancak kadınların, genç kızların ve kız çocuklarının insan haklarının korunması ve tüm temel özgürlüklerden yararlanmalarının sağlanması halinde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılabileceğini beyan eden devletler, cinsiyet eşitliği önündeki tüm engelleri kaldırma, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de dahil olmak üzere tüm kadın ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için hızlıca önlem alma sözü veriyor.
Devletler, ayrıca insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve iyi yönetişime dayalı barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumlar inşa etme, herkes için adalete erişim sağlama ve her düzeyde etkili, şeffaf, hesap verebilir kurumlar inşa etme taahhüdünde bulunuyor.
Nükleer savaş endişesi
Gelecek Paktı’nda dikkat çeken bir diğer maddeyi de “Uluslararası Barış ve Güvenlik” başlıklı 2’nci maddesi oluşturuyor.
Derin bir dönüşümden geçen küresel güvenlik ortamında artan ve çeşitlenen tehditlere atıf yapılan bu maddede, “insanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturabilecek nükleer savaş riskinin artmasından endişe duyuyoruz” ifadelerine yer veriliyor.
Uluslararası hukuka bağlılık sözü veren üye devletler, BM’nin uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında vazgeçilmez bir role sahip olduğunu teyit ediyor.
“Nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya hedefi” için çalışmaya devam edeceklerini beyan eden ülkeler, gerilimleri azaltma ve anlaşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü için çalışma, BM’nin barış operasyonlarını yeni gerçeklere daha iyi yanıt verecek şekilde uyarlayama, terörizmden arınmış bir gelecek gibi hedefleri sıralıyor.
Devletlerin dikkat çeken bir diğer taahhüdü ise “Sınır aşan organize suçları ve ilgili yasadışı mali akışları önleyecek ve bunlarla mücadele edeceğiz” ifadeleriyle yer alıyor. Sınır aşan organize suçlar ve bununla bağlantılı mali akışın uluslararası barış ve güvenliğe çok ciddi bir tehdit oluşturabileceğinin altı çiziliyor, bunlara karşı kapsamlı stratejiler geliştirileceği vurgulanıyor.
BMGK’nın reformu
Günümüzün en hararetli tartışmalarından olan BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) reform konusunda da Gelecek Paktı’nda yeni bir vizyon ortaya koyuluyor.
“Bugün, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından inşa edilen çok taraflı sistemimiz eşi benzeri görülmemiş bir baskı ile karşı karşıya” ifadeleriyle başlayan bu maddede, BM’nin çözülmesine izin verilmeyeceğine, BM sisteminin güçlendirileceğine vurgu yapılıyor.
Devletlerin, “Uluslararası düzenimizin geleceği konusunda kayıtsız değiliz ve bu düzenin olduğu yerde duramayacağını biliyoruz. Çok taraflılığı güçlendirmek ve yeniden canlandırmak ve uluslararası iş birliğini derinleştirmek için harekete geçeceğiz” sözünü verdiği Gelecek Paktı’nda, küresel kurumlara güvenin yapılacak reformlarla tazelenmesi gerektiği vurgulanıyor.
“BMGK’yı daha temsili, kapsayıcı, şeffaf, verimli, etkili, demokratik ve hesap verebilir hale getirmenin acil bir ihtiyaç olduğunu kabul ederek reforme edeceğiz” deniliyor, reformlar için belirlenen ilkeler, öngörülen adımlar ise özetle şöyle sıralanıyor:
- BMGK’nın, BM üyelerini daha iyi temsil edecek ve çağdaş dünyanın gerçeklerini yansıtacak şekilde genişletilmeli
- Gelişmekte olan ülkeler ile küçük ve orta ölçekli devletlerin temsili güçlendirilmeli
- Tarihsel adaletsizliği telafi etmek için Afrika’yı özel ve öncelik olarak ele almalı
- Asya-Pasifik, Latin Amerika ve Karayipler gibi yeterince temsil edilmeyen, ya da hiç temsil edilmeyenlerin temsiliyeti iyileştirilmeli
- BMGK’nin üye sayısı artırılırken, yalnızca konseyin temsil gücü değil, etkinliği de gözetilmeli, bir denge sağlanmalı
- Çalışma yöntemleri, genişlemiş bir konseyin kapsayıcı, şeffaf, verimli, etkin, demokratik ve hesap verebilir bir şekilde işlemesini sağlamalı
- BMGK üyelerinin veto hakkının kapsamı ve kullanımı sınırlandırma tartışmaları da dâhil olmak üzere vetonun geleceği konusunda bir anlaşmaya varmak için çabalar yoğunlaştırılmalı
Scholz: Verilen sözler eyleme dönüştürülmeli
Gelecek Paktı’nın kabulüyle, BM’ye üye devletler toplam 56 başlıkta adım atma taahhüdünde bulundu. BM açıklamasında, paktın son yılların en geniş kapsamlı uluslararası anlaşması olduğu belirtiliyor, bu anlaşmanın tamamen yeni alanların yanı sıra on yıllardır üzerinde anlaşma sağlanamayan konuları kapsadığı belirtiliyor.
Müzakereleri Namibya ve Almanya tarafından yürütülen paktın kabul edildiği Gelecek Zirvesi’nde konuşan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Gelecek Paktı ile BM Şartı’na, uluslararası hukuka ve insan haklarına bağlılığın bir kez daha teyit edildiğine vurgu yaptı, bu uzlaşının sağlanmasına katkı sundukları için de memnun olduklarını söyledi.
BMGK başta olmak üzere uluslararası kurumların reforme edilmesi ve güvenli, barışçıl, adil, eşit, kapsayıcı, sürdürülebilir ve müreffeh bir dünyanın inşası için çalışmak konusunda küresel mutabakat sağlandığına dikkat çeken Scholz, “İş birliğinin hâlâ sonuç verdiğini, çok taraf taraflılığının canlı olduğunu kanıtlıyoruz. Küresel dayanışmanın var olduğunu da. Dünyaya aslında bizi birleştiren şeylerin, farklılıklarımızdan çok daha fazla olduğunu gösteriyoruz” sözlerini kaydetti.
Bununla birlikte Scholz, Gelecek Paktı’nın dünyadaki tüm insanların hayatlarında gerçek ve kalıcı bir değişim sağlaması için verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi, “Bizi şimdi, sözleri eyleme dönüştürme, bugünün umudunu yarının gerçeğine dönüştürme görevi bekliyor” dedi.
DW Türkçe’ye nasıl sansürsüz erişebilirim?